“Beynimizdeki Gizli Dünya: Bilinçdışının Sırları ve Etkisi”

buketkazanci
3 min readMar 8, 2023

--

Bilinçdışı kavramı, psikanaliz alanında önemli bir yere sahiptir ve Freud’un teorileri ile özdeşleşmiştir. İnsan davranışlarının altında yatan sebepleri açıklamaya çalışan psikanaliz, bilinçdışı kavramını da bu bağlamda ele almaktadır.

Bilinçdışı kavramı, insanın farkında olmadan belleğinde veya zihininde tuttuğu, ancak kendisine ulaşmakta zorlandığı veya ulaşamadığı düşünceler, anılar, arzular, istekler ve duyguları ifade eder. Bilinçdışı düşünceler, insanın davranışlarını ve duygusal tepkilerini etkiler ve çoğu zaman farkında olmadan insanın hayatını yönlendirir.

Freud, bilinçdışı kavramını geliştirerek insan davranışlarının altında yatan nedenleri açıklamaya çalıştı. Ona göre, bilinçdışı düşünceler çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimlerden kaynaklanır ve bu deneyimlerin üstesinden gelmek için insanlar kendilerini bilinçdışı düşüncelerden korumaya çalışırlar.

Bilinçdışı kavramı, psikoterapi alanında da önemli bir yere sahiptir. Terapi sürecinde, hastaların bilinçdışı düşünceleri açığa çıkarılmaya çalışılır ve bu düşüncelerin üzerinde çalışılarak hastanın kendisini daha iyi anlaması ve sorunlarına çözüm bulması hedeflenir.

Bilinçdışı kavramı, psikolojinin ve özellikle psikanalizin temel kavramlarından biridir. Bilinçdışı, insanın bilincine erişilemeyen, farkında olunmayan düşünceler, duygular, arzular ve anılar gibi zihinsel süreçleri ifade eder. Bu kavram, Sigmund Freud’un psikanalitik kuramında merkezi bir yer tutar.

Freud, insan zihninin üç katmandan oluştuğunu iddia eder: bilinç, ön bilinç ve bilinçdışı. Bilinçli zihnin içinde olduğumuz şimdiki zamanın farkında olduğumuz kısmını oluştururken, ön bilinç ise hatırlayabileceğimiz ama anlık olarak farkında olmadığımız düşüncelerimizi, duygularımızı ve arzularımızı içerir. Bilinçdışı ise, bilincimize erişemediğimiz, bastırılmış, itilmiş ve inkar edilmiş anılar, duygular, arzular ve düşünceler gibi zihnimizin derinliklerinde yatan düşünceleri ifade eder.

Buzdağı metaforu,bunu açıklamak için psikolojide sıkça kullanılan bir kavramdır ve bilinç ile bilinçdışı arasındaki ilişkiyi açıklamak için kullanılır. Bu metafora göre, bir insanın zihni bir buzdağına benzetilebilir. Buzdağının üst kısmı bilinçli deneyimleri temsil ederken, alt kısmı bilinçdışı deneyimleri temsil eder. Buzdağının yüzeyindeki kısım görülebilir ve kolaylıkla fark edilebilirken, alt kısımdaki devasa kısım ise görünmezdir. Buna benzer şekilde, insanın bilinçli deneyimleriyle birlikte bilinçdışı deneyimleri de zihnin derinliklerinde saklanmaktadır ve farkında olunmadığı için kontrol edilmesi daha zordur. Buzdağı metaforu, insanların bilinçli deneyimlerinin sadece küçük bir kısmının farkında olduğunu ve geri kalanının bilinçdışı bir şekilde zihinde yer aldığını vurgulamaktadır.

buzdağı topografisi

Freud, bilinçdışının, insan davranışının temelinde önemli bir role sahip olduğuna inanıyordu. Bilinçdışı, bastırılmış duyguların ya da arzuların bilinçli davranışları etkileyebileceği ve psikolojik rahatsızlıklara neden olabileceği anlamına gelir. Örneğin, bir kişinin bilinçdışında bastırılmış bir öfke ya da cinsel arzu, bilincinde farkında olmadan davranışlarını etkileyebilir ve belirtiler ortaya çıkabilir.

Bilinçdışı kavramı, Freud’un psikanalitik kuramında çok önemli bir yer tutar. Psikanalitik terapide, terapist, hastanın bilinçdışı düşüncelerini ortaya çıkarmaya çalışır ve böylece hastanın iç dünyasındaki çatışmaları çözmeye yardımcı olur. Bu nedenle, bilinçdışı kavramı, insan davranışını ve psikolojik rahatsızlıkları anlamak için çok önemlidir.

Freud’a göre, bilinçdışı bizim davranışlarımızı, düşüncelerimizi ve duygularımızı yönlendiren en önemli etkenlerden biridir. Bilinçdışı zihin, hayatımızın büyük bir bölümünde aktif bir şekilde çalışır ve bilincimizin farkında olmadığı şeylerin kontrolünde olduğumuzu iddia eder.

Bilinçdışı kavramı, psikoterapi, sanat, edebiyat, film ve diğer sanat dallarında da sıklıkla kullanılmaktadır. Örneğin, bazı sanat eserleri veya filmler, bilinçdışı düşünceleri ve duyguları açık bir şekilde ifade ederler. Bu nedenle, bilinçdışı kavramının anlaşılması, insan davranışlarının anlaşılması için oldukça önemlidir.

Bilinçdışının keşfi ve anlaşılması üzerine birçok psikanalitik teori ve teknik geliştirilmiştir. Freud, bilinçdışı düşüncelerin açığa çıkarılması için psikanalitik terapiyi kullanmıştır. Bu terapi yöntemi, hastaların rüyaları, serbest çağrışım teknikleri, transferans ve direniş gibi teknikler kullanarak bilinçdışı düşüncelerini keşfetmelerine yardımcı olur.

Bilinçdışı kavramı, günümüz psikolojisinin ve psikoterapinin temel kavramlarından biridir ve hala araştırılmaya devam etmektedir. Bu kavramın anlaşılması, insan davranışları, düşünceleri ve duyguları anlamak için hayati önem taşımaktadır.

Kaynaklar:

Gay, P. (1989). Freud: A Life for Our Time. W. W. Norton & Company.

Eysenck, M. W. (1985). Principles of Cognitive Psychology. Psychology Press.

Yontef, G. M. (1993). Awareness, Dialogue and Process: Essays on Gestalt Therapy. The Gestalt Journal Press.

McLeod, S. (2013). Unconscious mind. Simply Psychology. https://www.simplypsychology.org/unconscious-mind.html

--

--